AŞK MEYDAN MUHAREBESİ


AŞK MEYDAN MUHAREBESİ

            Geçmiş kavgalardan yara almış iki tarafın da savaşmaya gücü kalmamıştı. Kan ter içerisinde kalana kadar sevişmişler son güçleriyle aşklarının; yorulmuşlar sarılıp uyumuşlardı bile. Ne zaman ki nefesleri düzene girmiş, ciğerlerindeki hırıltı geçmişti ve soğumuştu terleri, işte o vakit yeniden üzerlerine nifak illetinin tohumları sinsice serpiliverdi. 

            Nemli ve buruşuk çarşafın içinden doğrulup koştular mühimmat sandıklarının yanına yeniden… En bileyli sözleri, uzun menzilli hataları, kısa namlulu suçlamaları, ateşli hakaretleri çıkartıp bastılar dillerinin tetiğine ve vurdular birbirlerini en zayıf yerlerinden, çok iyi bildikleri…

            Sevginin, saygının, güvenin ve bilcümle güzelliğin na’şını bırakıp o nemli ve buruşuk çarşafın üzerinde, terkettiler muharebe meydanını.

            Birinin saç tokası, diğerinin kopan düğmesi orada nişane kaldı…

                                                                                                                      Meviz Hande ALATAY